İş kurmanın bir maliyeti vardır ve işletmenize fon sağlamak, işletme sahibi olarak muhtemelen yapacağınız ilk ve en önemli finansal seçimlerden biridir. İşletmenize fon sağlama şeklinizin, yapısından faaliyetlerine kadar işletmenizi her konuda etkileyebileceğini unutmayın.
Finansman
İşletmenizi açmak veya büyütmek için para toplamak
Bir işletme açmak veya büyütmek istiyorsunuz ancak fonunuz yok mu? Ne kadar ödünç almanız gerektiğini ve bu miktarın ne kadarını karşılayabileceğinizi belirledikten sonra, göz önünde bulundurmanız gereken bazı kredi seçenekleri şunlardır:
Kendi Finansmanını Sağlama
Ön finansman olarak da bilinen kendi finansmanını sağlama, işletmenizi desteklemek için kendi finansal kaynaklarınızdan yararlanmanıza olanak tanır. Kendi finansmanını sağlama; tasarruflar, bir işten gelen para kullanılarak gerçekleştirilebilir. Bir eviniz varsa evinizi yeni bir kredi almak için ipotek ettirebilirsiniz. Bu örnek durumda, krediyi ödeyemediğiniz takdirde bu yöntem ile borç veren evinizi alabilecektir.
Kendi kendini finanse ederek işletme üzerinde tam kontrolü sağlarsınız ancak tüm riski de kendiniz üstlenirsiniz. İşletmeniz başarılı olamazsa örneğin evinizi kaybedebilirsiniz.
Kullandığınız tasarrufları yeniden oluşturmanın ne kadar sürebileceğini ve onları kaybetmeyi göze alıp alamayacağınızı düşünün. Emeklilik tasarruflarınızı kullanırsanız kullandığınız miktar üzerinden yüzde 10 erken para çekme cezası ve gelir vergisi ödemeniz gerekebilir ve zamanında emekli olma fırsatını da riske atmış olursunuz. Kendinizi güvene almak adına, herhangi bir adım atmadan önce bir mali danışmanla görüşün.
Arkadaşlar ve Aile
Bazı işletme sahipleri, arkadaşlar ve aile üyeleri tarafından sağlanan fonlara güvenmektedir. Bu yatırımcılar sizi, yeteneklerinizi ve işletmeye olan tutkunuzu bilir ve genellikle başarılı olmanız için sizi destekler.
Arkadaşlarınız ve aileniz bir işletme açma ve büyütme konusunda size yardımcı olmaktan heyecan duysa da fon sağladıklarında alacakları riski iyice açıkladığınızdan emin olun. Ayrıca, bunun aranızdaki ilişkiyi etkileyebileceğini ve parayı geri ödeyemediğinizde neler olabileceğini düşünün.
Krediyi nasıl geri ödeyeceğinize ve fon sağlayarak işletmenin kısmen sahibi olup olmayacaklarına ilişkin şartları içeren resmi bir sözleşme hazırlamak mantıklı bir fikirdir. Aranızdaki ilişkiye ve anlaşmanın karmaşıklığına bağlı olarak bir avukat tutmak da isteyebilirsiniz. Bunun dışında, her iki tarafın da kabul etmesi halinde, daha az resmi olan yazılı bir sözleşmeyi iki tarafın da inceleyip imzalaması da uygun bir seçenek olabilir.
Krediler
Birçok finansal kuruluş küçük bir işletme kurmak ve yönetmek için krediler vermektedir. Faiz oranlarını, geri ödeme sürelerini ve potansiyel kredi miktarlarını karşılaştırarak iyice araştırma yaptığınızdan emin olun. Yaygın kredi sağlayıcılar şunlardır:
- Küçük işletme kredileri konusunda uzmanlaşmış mikro borç verenler
- Kredi kooperatifleri
- Geleneksel bankalar
- Devlet destekli borç verenler
Kredi başvurusunda bulunduğunuzda, çoğu kredi veren iş planınızı ve çeşitli finansal belgelerinizi göstermenizi ister. Bunlar arasında banka hesap özetleri ve son birkaç yılın vergi beyannameleri yer alabilir. Yeni bir işletme kuruyorsanız kendi finansınız ve krediniz borç verenin alacağı kararı önemli ölçüde etkileyebilir. Köklü işletmeler, işletme finansmanlarını ve işletme kredilerini öne sürerek kredi almaya hak kazanabilir. Ancak o zaman bile, sahiplerinin finansmanı ve kredisi bir faktör olarak ele alınabilir.
Bazı yerel ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, işletme kredisi başvurusunda bulunmanıza yardımcı olabilir ve sizi bölgenizdeki işletme kredisi veren borç verenlerine yönlendirebilir. İşletmenizin bağlı bulunduğu ticaret odasından da yardım alabilirsiniz.
Yatırımcılar
Yatırımcılar, işletmenizi kurmak veya bir sonraki aşamaya geçmenize yardımcı olmak için size fon sağlayabilir. Bu tür fonlar genellikle risk sermayesi yatırımları veya melek yatırımlar şeklindedir.
Risk sermayedarları genellikle halihazırda var olan işletmelerde kısmi mülkiyet ve aktif bir rol karşılığında daha büyük krediler verirler. Risk sermayedarları genellikle:
- Bir veya iki yıl içinde iki katı gibi bir büyüme bekledikleri şirketlere odaklanırlar.
- Her yıl on veya yüz milyonlarca lira kazanan şirketlere yatırım yaparlar.
- Kredi vermezler. Bunun yerine, şirketinizin kısmi sahipliğini satın alırlar.
- Banka kredisi gibi geleneksel finansmandan elde edebileceğinizden daha büyük bir yatırım sunabilirler.
Risk sermayedarları genellikle risk sermayesi fonu aracılığıyla diğer insanların paralarını yatırırlar ve yatırımları karşılığında yönetim kurulunda görev almayı beklerler. Bu nedenle, fon karşılığında şirketinizin hem kontrolünün hem de sahipliğinin bir kısmından vazgeçmeye hazır olun.
Melek yatırımcılar, nispeten küçük yatırımlarla (100.000 TL’den az) işe başlayan işletmelere yardım etmeye odaklanırlar. Arkadaşlarınız ve aileniz melek yatırımcı olarak kabul edilebilir ancak yabancıların işletmelerine yatırım yapan kişiler de mevcuttur. Melek yatırımcılar da şirketinizde sahiplik satın almak isteyebilir ancak fon sağladıkları şirketlerde daha az aktif rol alma eğilimindedirler.
Risk sermayedarlarının ve melek yatırımcıların yatırım yaptıkları iş türlerine, yatırım yapma şartlarına ve karşılığında ne kazanmayı beklediklerine ilişkin olarak kendi kriterleri bulunur. Ancak, yatırım yapmasını istediğiniz kişi kim olursa olsun yatırımcı iş planınızı, finansmanınızı ve deneyiminizi dikkatle inceleyeceği için buna hazırlıklı olmalısınız (durum tespiti adı verilen bir süreç).
Satıcı Finansmanı
Bazı işletme sahipleri, sıfırdan başlamak yerine halihazırda kurulu olan bir işletmeyi satın alır. Bu yöntemi uygulamayı düşünüyorsanız satıcı finansmanı hakkında bilgi alabilirsiniz. Satıcı finansmanında, satın alma işleminin bir kısmı için ön ödeme yapmak zorundasınız (peşinat olarak adlandırılır) ve paranın geri kalanını satıcıdan borç olarak almalısınız. Daha sonra krediyi ve faizleri zamanla geri ödersiniz.
Satıcı finansmanının faydaları, satıcının krediden faiz geliri elde etmesi ve satıcının işletmenin potansiyeline ve geleceğine inandığından emin olmanızdır. Hatta satıcının işin kısmi sahipliğini elinde tutması karşılığında daha küçük bir kredi almak için anlaşabilirsiniz.
Kredi teklifini dikkatlice gözden geçirmeli ve kredi ödemelerini karşılayıp karşılayamayacağınızı belirlemek için ödemeleri [iş planınız] ve [bütçeniz] ile karşılaştırmalısınız. Krediyi geri ödeyemediğiniz takdirde satıcı işletmeyi ve işletme varlıklarını geri alabilir.
Kitlesel Fonlama
Bazı işletmeler, genellikle online olarak birçok kişiden bağışların veya yatırımların alındığı kitlesel fonlama yoluyla finanse edilmektedir. Üç temel kitlesel fonlama vardır:
- Bağışlar: Karşılığında hiçbir şey beklemeden işletmenize yapılan yatırımlar.
- Ödüller: Para toplama hedefine ulaşıldığında bağışçıların ücretsiz ürün örneği gibi bir “ödül” alması.
- Özkaynak: Bağışçıların yeni bir şirket veya girişimde kısmi sahiplik alması.
Kitlesel fonlama, farkındalığı ve tanınırlığı artırmanın harika bir yolu olsa da buna ilişkin riskler de mevcuttur. Para toplama hedeflerine ulaşamadığınız takdirde bu, işletmenizin itibarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, tahmin edilemez olduğu için bazı kitlesel fonlama kampanyaları çok başarılı olur, bazıları olmaz.
Özkaynak verilen kitlesel fonlama yoluyla para toplamaya başlamadan önce yerel yasalarınızı gözden geçirin. Özkaynak satmaya çalışan işletmeler için özel kurallar geçerli olabilir ve işletmenizi kurarken yasaları çiğnemek istemezsiniz. Yapabiliyorsanız kitlesel fonlama deneyimi olan bir avukat tutmak isteyebilirsiniz.Yapamıyorsanız konuyu kendi başınıza ayrıntılı bir şekilde araştırabilir ve hatta yardım için kitlesel fonlamayı denetleyen devlet kurumuna danışabilirsiniz.
İşletme Kredisi
Birçok küçük işletme sahibi, işletmelerinin kendi kredi geçmişi ve kredi notu olabileceğinin farkında olmayabilir. İşletme kredisi kişisel krediler kadar önemli olabilir ve işletme kredisi oluşturarak büyük giderlerinizi, aylık faturalarınızı karşılayabilmeniz ve işinizi büyütmeniz için gerekli olan finansmanı sağlamanıza yardımcı olabilir.
İşletmeniz için kredi almak; şirketinizin ünvanı ve işletmelerin Sosyal Güvenlik numarası olan İşveren Kimlik Numarası (EIN) alma zorunluluğu dışında kendiniz için kredi almaya çok benzer. İşletme kredisi iyi olan bir şirket, finansal sorumluluklarını yerine getirebiliyor olarak kayda geçirilirken kredisi düşük olan şirketlerin kayıtlarında geç ödemeler veya ödenmemiş faturalar bulunur. Küçük işletme sahibi olarak kişisel krediniz de önemli olabilir. Borç verenler, işletme sahibinin kişisel kredi geçmişini incelemek isteyebilir ve bu da işletme kredisi notunuzu belirleyen faktörlerden biri olabilir.
İyi işletme kredisi notu, borç almanız gerektiğinde daha iyi kredi şartları sunar. Ayrıca, satıcılarla yapılan anlaşmalarda ve iş ekipmanlarının kiralanmasında da önemli bir rol oynayabilir. İşletme kredisi raporlarınızı izleyerek birisinin borç almak için işletmenizin adını kullanıp kullanmadığını da görebilirsiniz.
Bu adımlar işletme kredisi oluşturmaya zemin hazırlayabilir.
- Şirketiniz için (limitet şirket veya anonim şirket gibi) bir ticari kuruluş oluşturun, bir İşveren Kimlik Numarası edinin, bir ticari banka hesabı açın, işletmeye özel bir telefon hattı alın ve işletme telefon numaranızı işletmelerin numaralarının ve adreslerinin yer aldığı bir veri tabanı olan 411 dizininde belirtin.
Her telefon şirketinin bir 411 dizini mevcuttur ve müşteriler 411'i arayarak ve bir operatör veya otomatik sistemle konuşarak bu dizine erişebilirler. Operatörlerle iletişime geçerek veya bir listeleme hizmeti kullanarak işletmenizi 411 dizinlerine ekleyebilirsiniz.
- Halihazırda kurulmuş olan bir işletmeniz varsa ana iş bürolarında işletme kredisi dosyalarınız olup olmadığını araştırın: Cortera, Dun & Bradstreet (D&B), Küçük İşletme Finans Borsası (SBFE), Equifax ve Experian. Bu şirketler, işletmeler ve bu işletmelerin kredileri zamanında geri ödeyip ödemedikleri hakkında bilgi toplar ve bu bilgileri saklar.
- İşletmenizin adına kredi limitleri, kredi kartları veya krediler çıkararak bir işletme kredisi geçmişi oluşturun. Borç verene hangi iş bürolarına rapor verdiğini sorun (bazıları kimseye rapor vermez, bu da işletme kredisi oluşturmanıza yardımcı olmaz). Tedarikçilerin ve satıcıların ödemelerinizi iş bürolarına bildirmeleri durumunda onlarla şirketlerin satın alımlarınız için zaman içinde ödeme yapmanıza izin verdiği sözleşme şartları belirlemek yardımcı olabilir. Bazı bürolar, işletmeniz hakkındaki bilgileri bizzat bildirmenize de olanak tanır.
- İşletme kredinizi nelerin etkilediğini anlayarak kredi oluşturmak için daha kolay adımlar atabilirsiniz. Bununla birlikte, birçok işletme kredisi bürosu vardır ve bunlardan her biri notunuzu belirlemek için farklı hesaplamalar yapar. Faturalarınızı zamanında ödemek genellikle olumlu etki yaratır ve faturaları erken ödemek daha da olumlu etki yaratır. Bazı faktörler sizin kontrolünüz dışındadır. Örneğin, içinde bulunduğunuz sektör ve ne kadar süredir işin içinde olduğunuz notunuzu etkileyebilir.
- İşletme kredisi raporlarınızı, yeni bir kredi veya sizin açmadığınız bir hesap gibi olağandışı faaliyetler açısından takip edin. Beklenmedik değişiklikler, başkasının işletmenizin iyi kredi notunu borç para almak için kullandığının bir göstergesi olabilir.
Bir ticari kredi kartı edinin
Küçük işletmelere özel ticari kredi kartı, hem vergi hem de işletme kredisi açısından ticari ve kişisel harcamaları ayrı tutmak açısından harika olabilir. Ticari kredi kartları, çalışanlara işletmeye ilişkin satın almalar için verebileceğiniz çalışan kartları gibi işletmeye özgü avantajlar da sunar. Bazı kartlar yeni kart sahiplerine harcayabilecekleri puanlar verebilir veya bir promosyon döneminde faiz ödemeden alışveriş yapmanıza izin verebilir.
Kredi kartı almak, kredi almaktan daha kolay olabilir ancak bunun sizin için doğru bir seçenek olup olmadığını belirlemek amacıyla mali şartları (ücretler ve yıllık bileşik faiz veya APR olarak adlandırılan faiz oranı gibi) iyice incelediğinizden emin olun. Hangi küçük işletme tekliflerinin ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğini öğrenmek için internette araştırma yapın veya bölgenizdeki bankaları ziyaret edin.
Ayrıca, birçok ticari kredi kartının kişisel teminat gerektirdiğini unutmayın. Kart işletmenizin adına olsa da kartın bakiyesinden bizzat kendiniz sorumlu olabilirsiniz. İşletmenizin temerrüde düşmesi veya hesabınıza ilişkin icra takip süreci başlatılması halinde borçlanabilirsiniz ve kişisel kredi notunuz olumsuz etkilenebilir.
Borç
Borç birçok küçük işletme sahibi için, özellikle de işletmeyi kurmaya başladıklarında gerekli olabilir. Borç almak işletmenizi açmanıza ve yönetmenize yardımcı olabilir ancak faiz ödemeleri de kârınızdan alınan ve belirsizliğe neden olabilecek bir işletme gideridir.
Zamanla işletmenizi sağlam bir finansal zemine oturtabilir ve kârlı, borçsuz bir işletmeye sahip olabilirsiniz. Alternatif olarak, bazı işletme sahipleri borçlarını işletmeye yatırım yapmak ve faiz veya ücretlere harcadıklarından Daha Fazla Bilgi Edinin para kazanmak için kullanabilirler.
Her iki seçenek de başarıyla sonuçlanabilir. Her iki durumda da, ne zaman borç almanız gerektiğini ve nereden borç almanız gerektiğini bilmek, işletme sahiplerinin sahip olması gereken önemli bir kabiliyettir.
Borç Yükünü Anlama
Borçlu olduğunuz paranın toplamını borç yükünüz olarak ele alabilirsiniz. Borç yükünüzün ödeyebileceğinizden daha fazla olup olmadığını belirlemek için borçlu olduğunuz tutarı kazandığınız tutarla karşılaştırarak borç-gelir oranınızı hesaplayabilirsiniz.
Bu biraz kafa karıştırıcı olabilir çünkü işletme finansmanında bir işletmenin kazandığı parayı belirtmek için "hasılat" ("gelir" değil) tanımını kullanırsınız. Gelir genellikle işletme kârı ile ilişkilidir.
Bununla birlikte, borç-gelir oranını hesaplamak için işletmenin hasılatıyla aynı olan "brüt gelir"i (giderler eklenmeden önceki geliri) kullanırsınız.
Aylık toplam borç ödemelerinizi aylık toplam brüt gelirinize (veya hasılatınıza) bölerek borç-gelir oranınızı hesaplayabilirsiniz.
Borç verenler borç vermeden önce kişisel ve ticari borç-gelir oranınızı inceleyebilir. Örneğin, borç- gelir oranınız yüzde 30'un üzerindeyse size kredi vermeyebilirler (çünkü hasılatınızın yüzde 30'unu borç ödemelerine verirsiniz). Bu bilgileri ek borç almanın mantıklı olup olmadığını belirlerken de kullanabilirsiniz.
Genel olarak, yüzde 10 veya daha az bir borç-gelir oranı finansal durumunuzun çok iyi olduğunu ve yüzde 10 ila 20 aralığındaki oranlar da iyi durumda olduğunuzu gösterir. Yüzde 20 veya üzerindeki oranlarda, borç yükünüzü değerlendirme zamanı gelmiş demektir. Borç verenlerin bu kadar yüksek bir borç-gelir oranına sahip birine kredi verme olasılığı daha düşük olacaktır ve bu koşullarda borç verenler yüksek faiz oranları talep edebilirler.
Kredilerinizi tamamen ödeyerek, borçlarınızın faiz oranını veya ödeme tutarını düşürerek ve kazandığınız parayı artırarak borç-gelir oranınızı azaltabilirsiniz. İşletmeler bunu; satışları artırmak için promosyonlar sunarak, müşterilere zamanında ödeme yapmaları için geç ödeme ücretleri uygulayarak, satıcılarına zamanla geri ödeme yapıp yapamayacağını sorarak, gereksiz harcamaları keserek veya borçları birleştirerek yapabilir.
Kredileri Birleştirme
Birden fazla kredi aldığınızda, büyük bir kredi alıp bunu diğer küçük kredileri ödemek için kullanabilirsiniz. Şu anda ödediğinizden daha düşük bir faiz oranı aldığınızda, kredilerin birleştirilmesi aylık ödeme tutarınızı düşürebilir, paranızı faizden koruyabilir, geri ödeme sürecinizi basitleştirebilir ve ne kadar borcunuz olduğunu izlemeyi kolaylaştırabilir. İşletmenizin borcunu birleştirmek için çeşitli yöntemler mevcuttur. Küçük işletme borç birleştirme hakkında daha fazla bilgi edinin .
İflas başvurusunda bulunma, işletmenizi satma veya işletmenizi kapatma
Küçük işletmeler her zaman başarılı olmaz ve bunun sonucunda iflas başvurusu yapılabilir, işletme satılabilir veya tamamen kapatılabilir. Gerekli olduğunda, şahıs şirketleri Bölüm 7, Bölüm 11 veya Bölüm 13 uyarınca iflas başvurusunda bulunabilir.
İflas beyanında bulunmak borçlarınızı silebilir. Böylece parayı geri ödemeniz gerekmez ancak bu işletmenizi kapatmanız gerektiği anlamına da gelebilir. Bu muhtemelen kişisel mali durumunuzu ve çalışanlarınızı etkileyecektir ve silinen borç miktarı üzerinden vergi ödemeniz gerekebilir.
Bir ortaklık, anonim şirket veya limitet şirket kurduysanız işletme Bölüm 7 veya Bölüm 11 uyarınca iflas başvurusunda bulunabilir. Bir işletme kredisi, kredi limiti veya kredi kartı için kişisel bir teminat imzaladıysanız işletmenin borçlarından hâlâ sorumlu olabilirsiniz. Bununla birlikte, kişisel varlıklarınız korunabilir.
Bölüm 7 uyarınca iflas, işletmenin kapatılarak işletme mülkünün satılmasını ve bu şekilde borcun mümkün olduğunca ödenmesini gerektirebilir. Bölüm 11 veya Bölüm 13 iflasında, işletme açık kalmaya devam ederken borçlarınızı geri ödemeniz için esnek bir anlaşma yapabilirsiniz
İflas davası sırasında işletmeye ilişkin tüm vergi levhalarını beyan etmeniz ve vergi ödemelerini yapmanız gerekir. İflas sırasında silinen borçlara ne olduğuna ve farklı işletme türlerine ilişkin vergi bilgilerine IRS İflas Vergi Rehberi aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
Başka bir seçenek de iflas beyan etmeden işletmenizi satmak veya kapatmak olabilir, bu da mahkeme olmayacağı ve avukat ücretleri ödemeyeceğiniz için size zaman ve para tasarrufu sağlayabilir. İşletmenizi satılığa çıkaracak ve alıcı bulmanıza yardımcı olabilecek şirketler ve kişiler vardır.
Hiç kimse işletmenizi satın almak istemezse işletme mülkünüzü satmayı deneyebilir ve işletmeyi kapatabilirsiniz. Kira sözleşmenizi feshetmeden, ekipmanlarınızı satmadan ve kamu hizmetlerinizi sonlandırmadan önce avukatınız ve muhasebecinizle konuşun. Bu süreçte yardım ve anlayışlarına ihtiyaç duyacağınız borç verenlere sunmak için bir plan geliştirmenize yardımcı olabilirler.
Satışlardan kazandığınız parayla borçlarınızı mümkün olduğunca kapatabilirsiniz ve borç verenlere olan borcunuzun bir miktarını ödeyebileceğiniz bir anlaşma yapabilirsiniz. Bu süreçten sonra iflas beyan etmediyseniz ve hâlâ borçlu durumdaysanız borç verenler tahsilat için size veya işletmenize dava açabilir.